18.02.2011

ILLUMİNATİ HER YERDE!


  Bu klip bir çoğumuz için renki ve güzel olabilir.

 Ama bazı ayrıntılara dikkatinizi çekmek istiyorum!

Videonun 2.51 . saniyesinde duvarda yazana dikkat edin:

"Rihanna princess of the Illuminati"

Ayrıca 3.20 . saniyesinde de defterde

"Rihanna princess of the Illuminati" yazıyor.

                                                        Arkadaki yazıya dikkat edin !

                                                    Videoda hızlıca gösterilen bir sahne.




                                                          


                                
                                                                


                              






                                                                                                                                                                                           

17.02.2011

LAİKLİK DİN VE DÜNYA İŞLERİNİN BİRBİRİNDEN AYRILMASIDIR.

Yeni CHP”nin türbanı “bireysel hak ve özgürlükler” kapsamında ele alması, aslında Atatürk sonrası CHP’sinin, laiklik ilkesinin anlamını değiştirmesiyle başlattığı sürecin bir sonucudur. Atatürk’ün devrimci CHP’si ile İnönü’nün tutuculaşan CHP’si arasındaki en önemli farklardan biri laiklik ilkesiydi.
Atatürk, laikliği “din ve dünya işlerinin ayrılması” diye tanımlarken, yıllar sonra CHP bu tanımı “din ve devlet işlerinin ayrılması” şeklinde değiştiriyordu.

Dini dünya işlerinden değil de, sadece devlet işlerinden ayrı tutunca”, 1948 yılından başlayarak günümüze kadar uzanan, “imam hatip okulu açmak, kuran kursu açmak, cemaatlere hoşgörülü olmak, sonra da saygılı olmak, türbanı üniversiteye sokmak” gibi uygulamalar bireysel haklara giriyordu! Devlet TBMM’ydi, Çankaya’ydı… Üniversite değildi!

Bu anlayışın Türkiye Cumhuriyeti’ni getirdiği yer ortada. CHP, köklerine dönmeli ve Atatürk’ün altı ilkesine sıkı sıkıya sarılmalıdır. Çünkü Türkiye uçuruma yuvarlanmaktadır.

14.02.2011

lucky I'm in love with my best friend

Lucky to have been where I have been


Lucky to be coming home again

I'm lucky we're in love in every way

Lucky to have stayed where we have stayed,

*Lucky to be coming home someday

RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN ŞERİAT YEMİNİ!

TAYYİP ERDOĞAN'IN, 1980'Lİ YILLARDA ARŞİVLENEN, KUR'AN KURSUNDA ETTİĞİ BİLİNEN VE TRABZON TİRE ASKERİ ARŞİVİNDE MEVCUT BULUNAN ATATÜRK ALEYHİNDEKİ YEMİNİ. (BİR BAŞBAKAN KLASİĞİ)


İŞTE O YEMİN


"Ben Muhammed Müslüman ümmetindenim. Türkiye dinsiz, laik bir memleket haline gelmiştir. Hayatımı Mustafa Kemal dinsizliği ile savaşa adayacağıma. Türkiye'yi bir din ve şeriat devleti haline getirmek için mücadele edeceğime.Kemal Paşa zamanında çıkarılan dinsiz kanunların tatbikini önleyeceğime, kısa zamanda ümmet esasına dayanan. şeriat devletinin kurulması için çalışacağıma, dinim. Allahım ve bütün mukaddesatım üzerine yemin ve kasem ederim.''
*Ve hala bu insana oy verenler var.Hepsi çakma Türk!

11.02.2011

PuCCa MI O DA KİM ?

Evveet :)
Biraz da 'PuCCa' nickli internet kullanıcısından bahsetmek istiyorum.
Twitterda birkaç gün takılan biri kesinlikle görmüştür PuCCa'yı.İlk görüşte eski sevgilisinden intikam almaya çalışan , yüzünü göstermeyen onun yerine abuk subuk Marilyn Monroe fotoğrafları koyan , merak uyandıran , sevimli ,gizemli bir genç kız.

 Ben Twitter'da birkaç gün paylaştıklarına baktım, blogda yazdılarını okudum.Sırf seviyesizlik.
İç çamaşırları çekmecesinin arkasında kalan vibratöründen bahsettiği an bütün gizemini ve sevimliliğini yitiriyor bence.Tamam sevgilinden ayrıldın 1-2 ay çek acını ,nefretle dolsun için...Ama gidip de sayfalarına eski sevgilinle yaşadığın özel anları yazmanın mantığı ne çözemedim?  Yaşadığı anlar pek de özel olmasa gerek!

Twitter'da 66 bin küsür followers ı var.Tüm bu insanlar o kadının aşk ve cinsel hayatını takip ediyor o zaman.
Ayrıca PuCCa'nın hiçbir fotoğrafı yok.İsmini,cismini bilmediğimiz bir insan.Belki de o hesabın başında bir erkek var , kafasına göre uyduruyor.Hayır,yazdığı şeyler akıl işi olsa bir şey demem ama saçma sapan ,yararsız şeylerden bahsediyor.

http://passiflora-rapunzel.blogspot.com/ .Bu adresdeki yazısını okuyanların PuCCa'nın tavsiyelerine uyduğunu düşünsenize.İnternetteki hayran sayısı çok yüksek.O hayranlara sorsak 'Bu kızda ne buluyorsun?Neyine hayransın? Sana önemli bir bilgi verdi mi? Bir yarar sağladı mı?' alınacak cevapları çok merak ediyorum.

PuCCa hesabının başındaki kişinin kaybedeceği bir şey olmayabilir , ama onu takip ederek,yazdıklarını okuyarak vakit geçirenlerin kendilerine verdikleri zarar oldukça büyük!

Neyse isteyen takip eder isteyen etmez.Benim düşüncem böyle ...

Atatürkçülük Çağın Gerçeğidir!..

İlk olarak Atatürkçülüğün tanımını yapmak gerekiyor.Bunun için Vural Savaş'ın 'Hukuk(!) İle Aldatmak' adlı kitabında çok güzel bir şeklilde belirtilen bir bölümü paylaşmak istiyorum:
Avrupa Birliği'ne girmemiz için çaba gösterenlerin hiçbirinin, gerçek Atatürkçü olduğuna ve hatta olabileceğine inanmamışıımdır.Konfernaslarımda bu görüşlerimi yinelediğim zaman, şu soruyu mutlak şekilde soruyorlar: 'Sizce gerçek Atatürkçülük nedir?'
Tek Adam adlı üç ciltlik eser yazan ve Atatürk devrinin en önemli fikir adamlarından Şevket Süreyya Aydemir, söz konusu eserinde Atatürkçülüğü şöyle tanımlıyor:

1.)Anti-emperyalizm.Yani kayıtsız şartsız istiklalcilik.Milli istiklale hiçbir yabacı kuvveti, hiçbir surette gölge vurmaması.Milli istikll bahsinde her türlü zedeleyici kayıtlara, tavizlere karşı direniş...

2.)Yabancı sermayenin iktisadi imtiyaz ve kontrollerie karşı kayıtsız şartsız direniş.Dünya milletleri arasında, ancak eşit şartlarda iktisadi işbirliği.Kapitülasyon, Düyunu Umumiye, borçlandırma suretiyle iktisadi kontrol şeklindeki her türlü kayıtlayıcı hükümlere karşı direniş.

3.)Kayıtsız şartsız halk hakimiyeti,milli iradeye hakim kılmak.Her türlü zümre, klik, sınıf ve şahıs tahakküllerine karşı direniş.Atatürk'ün anladığı ve vasiyet ettiği manada cumhuriyetçilik budur.

4.)Milli Misak sınırları içinde milli vatan.Milli Misak kayıtları dahilinde millet anlayışı.Topraklarımızın sınırları dışında kalan Türklere karşı kardeşlik sevgisi, Türk sınırları içinde kültür birliği,milli bütünlük...
5.)Milli gurur.Başka milletler karşısında her türlü aşağılık duygusundan silkiniş.Ama çağdaş medeniyetin yoksuk olduğumuz değerlerine, teknik gücüne ve organlarına karşı ihtirasla yöneliş...
6.)Siyaseti bir spekülasyon konusu değil,bir program, organ ve inşaa işi olarak almak...

7.)Din ve dini inançları mutlak olarak siyaset dışı bırakmak...

8.)Her türlü doğmatizme ve taassuba karşı direniş.Fikirleri dondurmamak ve insanları putlaştırmamak...
9.)Kelimecilik değil aksiyon!
*Son Anayasa değişiklikeriyle.Atatürkçülük bir daha geri gelmemek üzere toprağa gömülürken; AB yanlıları da, üzerine küreklerle toprak dökerek son görevlerini yerine getiriyorlar..

Özellikle kırmızı renkle belirttiğim maddeler ülkemizin bugünkü durumu için uygulanmayan ve Sayın Başbakanımız(!) 'ın yanından bile geçmediği tanımlardır.
Benim Yorumum:İktisatta devletçilik,toplumsal yaşamda milliyetçilik, düşünsel yaşamda devrimcilikte Atatürk Cumhuriyeti en ileri ve en ilerici rejimini kurmuştur.Bu ilerici rejimi yıkmak için liberallerin, etnik ırkçıların, dinci gericilerin, emperyalist güçlen vs. el ele vermeleri ve70 küsür yıldır uğraşmaları boşuna değildir.Ama Atatürkçülük her türlü gericilikten güçlü çıkmıştır,direnmektedir ve buna devam da edecektir!
 Çünkü Atatürkçülük çağın gerçeğidir!..


10.02.2011

Fetullah Gülen'in Büyük İhtirası

*Türkiye'nin iktidar partisi AKP, yonetiminin onuncu yılına girerken Türkiye artık bu partinin ikitidarı eline geçirdiği yıldaki laik ve demokratik ülke değildir. AKP bürokrasiyi kendi kontrolü altına geçirerek Türkiye'nin temel kimliğini değiştirmiştir. Amerikan karşıtı, anti-Hırıstiyan  duygular artış göstermiştir. Türkiye'nin bu radikal dönüşümün ardında sadece AKP'nin siyasi makinası değil, gizemli Hocaefendi Fethullah Gülen tarafından yönetilen sinsi İslamcı tarikat da vardır. Bu İslamcı tarikat, kendini hoşgörü ve uzlaşma savunucusu olarak göstermeye çalışıyor olsa da, tam tersi birtakım karanlık işlerin peşinde koşmaktadır.
*  Fethullah Gülen ve takipçileri, yani Fethullaçılar, sadece iktidarı etkilemekle yetinmiyor, iktidarı ele geçirmeye çalışıyorlar.
* Bugün Türkiye'de 85 bin cami var. Yani, her 800 vatandaşa bir cami düşüyor. Bunu bir de hastane sayısıyla karşılaştıralım: Her 60 bin vatandaşa bir hastane. Türkiye'de kişi başına düşen cami sayısı dünyadaki en büyük orandır. Bir de 90 bin imamı düşünün. Doktor ve öğretmen sayısından daha çok...
*Bütün bu gelişmeler arasında, Fethullah Gülen Türkiye'nin siyasi platformunu şekillendirmeye çalışan bir artör olarak ortaya çıkıyor. Bunu yaparken de hem AKP'nin içindeki yandaşlarını kullanıyor, hem de cemaatin inanılmaz derecede büyük medya imparatorluğunu, finans kurumlarını, bankalarını, işletme birimlerini, binlerce okul, üniversite, ışıkevleri ve benzeri kurum ve kuruluşlardan oluşan uluslararası ağını harekete geçiriyor. Fethullah Gülen bir finans imparatorudur. En iyi tahminlerle, 25 milyar dolarlık kontrol dışı ve karanlık bir bütçesi var. Fethullahçı cemaatin AKP'yi doğrudan destekleyip desteklemediği, AKP'yi iktidara getiren güç olduğu henüz tam anlamıyla kanıtlanmamış olsa da, detaylar o kadar da önemli değil. Her ne olursa olsun, Fethullah hareketi AKP'nin iktidara gelmesini sağlayan en büyük güçtür.